29 Ağustos 2011
27 Haziran 2011
hayalet ten türkü;tıpkı dizi gibi gerçek,sarsıcı ve doğal
şimdiye kadar izlediğim en güzel dizi finali için behzat ç.ekibine saygılarımı sunarım.
21 Haziran 2011
Arsenal'i Arsenal yapan kontratak gollerinden bi bukle..
onlara neden kontratağın profesörleri dendiğinin bir kanıtı.
9 Haziran 2011
30 Mayıs 2011
Barcelona'dan hayat dersleri
Maçla ve Barcelona ile ilgili çok fazla şey yazmıyacağım.Zira artık sıktıklarını düşünenlerdenim,bu düşüncemin yeni olmadığını hatta bu sene Şampiyonlar ligi ve Real maçları dışında Barcelona yı çok fazla izlemek istemediğimi belirteyim.Çünkü bir film ne kadar klasik olursa olsun 3 sene üst üste herhafta da izlenmiyor ki arkadaş.Final maçını gördünüz işte sıkmadan karşılarına çıkabilecek en güçlü rakibi bile ne hale getirdiler.
Benim asıl değineceğim bu takımı başarıya taşıyan nedenlerden biriyle ilgili.Nedir o şey;Arkadaşlık.
Fotoğrafa bir daha bakın, ne demek istediğimi konuyu bilenler hemen anlayacaklardır.Bilmeyenlere de anlatayım.Final maçın da takımın kaptanı olarak Xavi çıktı ve pazubandı 88.dk. ya kadar taşıdı,bu dk.dan sonra oyuna takımın 1.kaptanı olan Puyol girdi normal olan oyuna devam eden Xavi'nin kaptan olarak maçı bitirmesiydi nitekim Puyol'da oyuna girerken kendine pazubandı işaret eden Xavi'ye gerek yok sen devam et işareti yapsa da Xavi hiç tereddüt etmeden 1.kaptanına pazubandı verdi ve Puyol maçı kaptan olarak tamamladı.Ama asıl önemli olan takım kupayı almak için seramoniye çıkarken takımın kaptanı olarak Abidal in çıkmasıydı,sezon un ortasında çok önemli bir hastalık geçiren ve hayati bir ameliyat tan sonra bile sezon sona ermeden kendini tekrar takımın içine dahil edebilen Abidal için çok önemli bir jest ti bu.Ki bilmeyenler için hatırlatmakta fayda var Barcelona takımı bir antreman öncesinde Abidal'i ameliyat eden doktoru soyunma odalarına davet edip tüm takıma alkışlatarak muhteşem bir insanlık dersi vermişlerdi.
Benim için artık Barcelona oynadığı futboldan çok bu verdikleri insanlık dersi ile daha önemli.
26 Mayıs 2011
Yıllar Sonra Beklediğim Transfer Gerçekleşti:Selçuk İnan
Neden yıllar sonra diye soracak olanlara;Galatasaray Selçuk'u daha Manisa'dayken alıcaktı,o dönem çok iyi hatırlıyorum Manisa'dan Hakan Balta ve Selçuk İnan la anlaşıldığı yazılıyordu ama hernedense Dönemin işgüzar yöneticileri Selçuk'u almaktan vazgeçip sadece Hakan Balta'yı aldılar.
Selçuk'u Manisa'da Arda ile birlikte oynadıkları dönemden beri takip ediyorum Arda'nın oda arkadaşıydı Manisa'da ve Arda nın Selçuk'tan övgüyle bahsettiği bir kaç röportajını okumuştum,Selçuk un kendi gelişimi üzerindeki etkisinden bahsediyordu.
Selçuk oynadığı her sezon hep üstüne ekleyerek geliştirdi kendini her sezonu dolu dolu oynadı,yalnız Trabzon da geçirdiği sezon la değil Süper ligin içinde olduğu her sezonda takımının en önemli parçalarından biri olduğunu kanıtladı.
Yaşına göre inanılmaz olgun ve kendisini tamamen işine veren bir avrupalı gibi Selçuk ve sadece kendisi değil etrafındaki takım arkadaşlarınıda etkileyen bir yapıya sahip,bunun en güzel örneği de Burak Yılmaz;Evet daha önce gittiği her takımda sorun olmuş ve bir türlü beklenen etkiyi gösteremeyen Burak'ın bu seneki gelişiminin baş aktörlerinden biri Şenol Güneş'in olduğu kadar da Oda arkadaşlığı yaptığı Selçuk İnan'dır.Bunu Burak'ın röportajlarından ve Uğur Meleke'nin daha önce yazdığı Burak analizli yazılarından anlayabilirsiniz.
Velhasılı kelam geç kalınmış olsa da alınabilecek en iyi yerli yi almıştır G.Saray,bu beni gelecek sezon için umutlandıran 2.neden olmuştur.
1.neden de Hakan Ünsal'ın gecen günkü yazısında okuduğum ve Fatih Terim'in değiştiğini ve dönüştüğünü yazdığı yazısıdır.Bakalım bekleyip göreceğiz.
19 Mayıs 2011
29 Nisan 2011
yeni koeman transfer yaptı
henüz 1,5 yaşında Baerke van der Meij, VVV Venlo ile 10 yıllık sözleşme imzaladı.Yeteneğin doğuştan gelen birşey olduğunun en güzel kanıtı bu genç serbest vuruş ustası.Aslında bu transferi Cimbom yapmalıydı malum son yıllarda G.S.nin serbest vuruştan gol attığını hatırlamıyorum.Daha çok yedikleriyle ünlü oldu Cimbom.Eğer bir yerlerde istatistiği varsa bulmak lazım Ligin duran toplardan en çok gol yiyen/en az gol atan takımı bence açık ara Cimbom dur.
1 Mart 2011
Gecekondu Yayından Kaldırılmış
Televizyonda keyifle izlediğim birkaç programdan biri olan Gecekondu programının yayından kaldırıldığını duyunca çok üzüldüm.Yayından kaldırılma sebebi programı yapan Durul Bazan ve Erkan Köse nin Star tv ile yayın saati konusunda anlaşamamalarıymış. Pazar gecesi,gece yarısından sonra yayınlanıyordu program fakat ben yine de bu müthiş ikiliyi izlemek için o saate kadar bekliyordum hatta birde hemen sonrasında behzet ç.de başlayınca pazar geceleri yatma saatim 3'ü buluyordu.İkili programın daha erken saate alınmalırını istemiş tv.yönetiminden fakat olumlu cevap alamayınca ipler kopmuş.
Bu güzel programın kesinlikle boşta kalmayacağına inanıyorum ve en kısa sürede başka bir kanalda yayınlanmaya başlayacağını tahmin ediyorum.Star t.v. yönetimi herhalde bu müthiş ikilinin beddularından bihaber,yoksa Durdu ve Dalyan a bulaşmak isteyeceklerini pek sanmam.
Bu güzel programın kesinlikle boşta kalmayacağına inanıyorum ve en kısa sürede başka bir kanalda yayınlanmaya başlayacağını tahmin ediyorum.Star t.v. yönetimi herhalde bu müthiş ikilinin beddularından bihaber,yoksa Durdu ve Dalyan a bulaşmak isteyeceklerini pek sanmam.
28 Şubat 2011
İstanbul B.Ş.B.Maçı ışığında Genel bir Galatasaray Analizi.
Galatasaray'ın bu seneki durumunu İstanbul B.Ş.B.maçı analizi ile birlikte değerlendireceğim.İlk önce Belediye maçı ile ilgili başlamak istiyorum.Buz gibi bir havada üstelikte Olimpiyat stadında oynanan karşılaşma Galatasaray adına hiç te fena başlamadı,ilk yarıda rüzgarı da arkasına alarak oynayan Galatasaray kalesinde hiç pozisyon görmeden bir de Sabri nin asistiyle Baros la golü de bularak ilk yarıyı 1 farkla üstün kapattığında bu farkın 2.yarı Galatasaray için yeterli olmadığını düşünmüştüm.Zira 2.yarı rüzgarın da yardımıyla İBB nin baskı oluşturacağını ve Bursaspor un Buca spor maçındaki gibi kazanılacak bir duran topla İBB nin golü bulabileceğini düşünüyordum.Fakat 2.yarının ilk 15 dk.sı hiç te beklediğim gibi başlamadı Galatasaray yerden paslarla topa sahip oluyordu ve İBB nin rüzgar avantajını kullanmasını engelliyordu.K.Kazım ın pasıyla Stancu ile de 2.golü bulabilirdi ve maçı orda bitirebilirdi fakat Stancu nun topa dokunması bile gol olması için yetecekken O vuramadı ve maçın dönüm noktası oldu bu pozisyon.Sonrasında bir korner atışı için savunması ile beraber gelen Galatasaray İBB nin 60 dk.boyunca bulamadığı fırsatı bulmasını sağladı.İBB kalecisi kornerden gelen topu kolaylıkla kontrol etti ve sol tarafına doğru eliyle oyunu başlattı ve bu top Gökhan Ü. geldiğinde Galatasaray kalesine daha 50-60 mt.mesafe vardı.Gökhan topu 50-60 mt.sürerek aut çizgisine kadar geldi ve çizgi üzerinden topu çıkararak Holmen e golü attırdı.Gökhan topu bu kadar sürerken Galatasaray ın sağbeki Serkan adeta ona eşlik etti zaten daha pozisyonun başında duruş hatası yaparak Gökhan ın önünü açtı sonra da arkasından aut çizgisine kadar koşturdu en sonunda yanlışlarına bir yanlış daha ekleyerek zamanlama hatalı bir dalış yaptı ve topu almayı bırak topa değemeyerek Gökhan ı iyice rahatlattı.Gökhan a da topu sadece arkadaşına aktarmak kaldı.İşte ne olduysa bu golden sonra oldu İBB tamda istediği ortamı yakaladı zaten özgüven sıkıntısından deplasmanda maç kazanamayan Galatasay gereksiz bir telaş ve tedirginliğe kapıldı ve 5 dk.sonra Cana-M.Sarp işbirliği ile yapılan hata ile İBB 2.golü de atarak maçı çevirdi.Maçın gerisini anlatmaya gerek yok zaten.Peki elindeki maçı 10 dk.da rakibine veren Galatasaray ın hataları nelerdi?Bu hataları yazarken aslında sezonun da kısa bir özetini ele almış olucaz.
Hagi geldiği günden bu yana takımın en büyük eksiği olarak gördüğü direncini arttırmak için bir takım önlemler aldı.Neydi bu önlemlerden biri Sabri yi ortasaha nın sağiçine çekmek,sağbekte onun yerine bazen A.Turan bazen de Serkan ı oynatmaktı.Kağıt üzerinde çok ta yanlış gözükmeyen bu hamle Hagi nin belkide en büyük hatası oldu.Bu hata nın ilk ayağı olan A.Turan BJK maçının kaybedilmesinin sebeplerinden ilki oldu.Aslında skor yorumcularının A.Turan dan sağbek mi olur diye höykürmelerine aldanmamak lazım zira A.Turan gecen sezonlarında Kayseri de bu mevki de çokta iyi maçlar çıkardı ve hatta kendi ağzından takım arkadaşlarının ona yerli Alves dediklerini bile okumuşluğum var.Ama Galatasaray da oynamakla taraftar baskısı belki de en az olan (hem rakip hemde kendi takımları için) Kayseri de oynamanın farkları vardı ve A.Turan ın sonunu işte hesaplamadığı bu baskı hazırladı.Hatanın 2.ayağı olan Serkan a gelirsek.Serkan Ümit milli takımımızın Sağ beki,gerekli yetenek ve teknik kapasitesi kesinlikle var ama bir sağ bekte olması gereken fizik kalitesi yok yani kısaca sağbekin olması gereken sertliği yok.İBB nin golünde rakibini 50-60 metre kovaladı ama bir türlü ceza sahasına girmeden rakibinin dengesini bozacak onu çizgiye sıkıştırarak ceza sahasına girmesini engelleyecek hamleyi yapamadı.İstediğin kadar teknik ol ama eğer sağ bek sen gerektiği kadar da sert ve dayanıklı olman gerek nezaman nasıl hamle yapacağını kestirmen gerek.Hagi iyi niyetiyle hem Serkan a takımda yer açmak takımda yetenekli defans oyuncu sayısını arttırmak hemde orta saha da sabri yi kullanarak orta saha direncini arttırmak istedi.Aslında ilk düşüncesi Yekta yı sağiç oynatmaktı ama onun da G.antep maçında ki kötü oyunu sebebiyle orda Sabri ile devam etti.Oysa Yekta yı orda kullanmaya devam etmeliydi.Çünkü ne olursa olsun Yekta Sabri den daha iyi bir sağiç,Sabri de Serkan dan daha iyi bir sağbek.
Hagi ni diğer önlemlerinden biri de sol dış yani 4-3-3 ün en solunda Stancu yu oynatması.Bunun sebeplerinden birincisi elindeki alternatifler içinde en iyisinin Stancu olması.Stancunun enerjisinden faydalanmak istedi hem ileri hem geri ye koşarak Stancunun takım direncine faydalı olmasını öngörüyordu.Evet Stancu bence de Arda olmadığı müddetçe o bölgede takıma faydalı olacak tek topçu.Ama defansif anlamda yaptığı katkıyı(bir kaç maç ceza sahasından çok kritik yerlerde toplar çıkardı) ilerde de yapmalıydı Stancu.Ters ayağıyla oynadığı bölgede ceza sahasına doğru(içe) katederek sağ ayağıyla çok daha fazla şut atmalı ve insiyatif alıp topla daha fazla oynamalıydı.
Hagi nin takımın diğer eksiği kalite yi de arttırmak adına hamleler yaptı.Bu hamleler devre arasında ki transferlerdi.Bence hepsi de doğru hamlelerdi.İlk yarıda takımın orta sahası Ayhan-Cana-Barış(M.Sarp) tı.Devre arası transferleriyle bu orta saha yı tamamen yeniledi Hagi.Sol içe Culio,göbeğe Neill ve Sağiçe de Sabri(Yekta) yi monte etti.Herkesin(skor yorumcularının) eleştirdiği Neill-Cana yer değişikliği ise bence yapılmış en doğru hamleydi.Neill in ön libero oynadığı maçlarla diğer maçları karşılaştırırsa bu yorumcular aradaki farkı görebilirler tabi görmek isterlerse.Neill ilk G.Antep kupa maçı(gruplar) da burada oynadı ve takım mağlup durumdan beraberliği alarak ayrıldı(bu sezon için çok nadir bir durum).2.maç Sami Yen deki Beypazarı maçıydı ve takımın bu sezon ilk defa mağlup durumdan galip geldiği maçtı bu.Rakibin gücü ve Sami Yen in son maçı olmasınında bu geri dönüşte büyük katkısı oldu tabi.Sonra sında Antep teki ilk maç takım gene mağlup başladı maça sonra 2 gol atarak galip duruma geçsede maçın sonlarında o özgüven eksikliği ile tekrar kaybedildi maç.Fakat deplasmandan alınan 3-2 lik mağlubiyet tur için hala ümitleri sürdürmeye yetti.
Hagi muhakkak hatalar yaptı takımın durumu zaten bunu gösteriyor.Ama hiç mi doğru işler yapmadı.Takımı aldığı durum zaten herkesin malumu.Bu durumda ki Galatasay ın başına geçme cesareti gösterdi Hagi.Hiç kimsenin göreve kabul etmek istemeyeceği bir F.B.maçı oncesi kabul etti bu görevi.Ama her şeye rağmen takımın durumunu düzeltmek adına mücadele etti.Aslında skor alma derdi olmamalıydı Hagi nin,zaten lige havlu atmış bir takımda kafasında ki tüm değişiklikleri yapmalıydı bu sene bu takımın ligde ki sıralama itibariyle Avrupa ya gidemeyeceğini daha önce den öngörüp ona göre hamlelerini daha doğru yapmalıydı.Daha devre arası bu takımdan gönderilmesi gerekenleri gönderip yeni transferler ve alt yapıdan takviyelerle devam etmeliydi.Şimdi elinde bir tek Kupa var Galatasaray ın ve 2-3 lik bir skor.Herşeye rağmen bu skoru lehine çevirebilir bu takım.Yeter ki Hagi yaptığı hatalardan ders alıp doğru 11 le maça çıksın.Ama son duyumlara göre takımda kavgalar başlamış(culio-baroş,baroş-pino).Bir takımın başarılı olmasının en önemli etkenlerden birinin takımda ki arkadaşlık/sevgi ortamının olduğuna inananlardanım/yaşayanlardanım.Florya da bu sevgi ortamı yıllardır yok,futbolcular ne derse desin sonuçlar her şeyi gösteriyor.Ama tekrar belirtiyorum her şeye rağmen kupa da yola devam etme şansı var bu takımın.G.Antep in şu anda G.Saray ı küçümsediği bir gerçek ligdeki konumu,daha önce oynanan maçlar,başkanlarının beyanı bunu gösteriyor.İşte bu durumu koz olarak kullanabilmeli Hagi ve doğru kado ile bu turu geçmeli.Zira geçemezse kendi de biliyor ki bu onun sonu olucak,sadece onun değil yönetimin de sonu olucak.Adnan ların gitmesi için bu maçın kaybedilmesini isteyenler bile olabilir taraftarlar arasında ama bence Adnan lar zaten her halükarda gidecek,işte bu yüzden taraftar son bir kez daha takıma sahip çıksın ve T.T.Arena yı doldursunlar.Takımın seneye avrupada olabilmesinin tek kapısı olan kupa da takımını yalnız bırakmasınlar.Hagi de en doğru kadro ile maça başlasın 1-Zapata 2-Sabri 3-Çağlar 4-Servet 5-Cana 6-Neill 7-Culio 8-Yekta 9-Baroş 10-Stancu 11-Kazım
Ben inanıyorum ki G.Saray bu turu geçecek,ilerisini de geçtikten sonra değerlendiririz artık.
Hagi geldiği günden bu yana takımın en büyük eksiği olarak gördüğü direncini arttırmak için bir takım önlemler aldı.Neydi bu önlemlerden biri Sabri yi ortasaha nın sağiçine çekmek,sağbekte onun yerine bazen A.Turan bazen de Serkan ı oynatmaktı.Kağıt üzerinde çok ta yanlış gözükmeyen bu hamle Hagi nin belkide en büyük hatası oldu.Bu hata nın ilk ayağı olan A.Turan BJK maçının kaybedilmesinin sebeplerinden ilki oldu.Aslında skor yorumcularının A.Turan dan sağbek mi olur diye höykürmelerine aldanmamak lazım zira A.Turan gecen sezonlarında Kayseri de bu mevki de çokta iyi maçlar çıkardı ve hatta kendi ağzından takım arkadaşlarının ona yerli Alves dediklerini bile okumuşluğum var.Ama Galatasaray da oynamakla taraftar baskısı belki de en az olan (hem rakip hemde kendi takımları için) Kayseri de oynamanın farkları vardı ve A.Turan ın sonunu işte hesaplamadığı bu baskı hazırladı.Hatanın 2.ayağı olan Serkan a gelirsek.Serkan Ümit milli takımımızın Sağ beki,gerekli yetenek ve teknik kapasitesi kesinlikle var ama bir sağ bekte olması gereken fizik kalitesi yok yani kısaca sağbekin olması gereken sertliği yok.İBB nin golünde rakibini 50-60 metre kovaladı ama bir türlü ceza sahasına girmeden rakibinin dengesini bozacak onu çizgiye sıkıştırarak ceza sahasına girmesini engelleyecek hamleyi yapamadı.İstediğin kadar teknik ol ama eğer sağ bek sen gerektiği kadar da sert ve dayanıklı olman gerek nezaman nasıl hamle yapacağını kestirmen gerek.Hagi iyi niyetiyle hem Serkan a takımda yer açmak takımda yetenekli defans oyuncu sayısını arttırmak hemde orta saha da sabri yi kullanarak orta saha direncini arttırmak istedi.Aslında ilk düşüncesi Yekta yı sağiç oynatmaktı ama onun da G.antep maçında ki kötü oyunu sebebiyle orda Sabri ile devam etti.Oysa Yekta yı orda kullanmaya devam etmeliydi.Çünkü ne olursa olsun Yekta Sabri den daha iyi bir sağiç,Sabri de Serkan dan daha iyi bir sağbek.
Hagi ni diğer önlemlerinden biri de sol dış yani 4-3-3 ün en solunda Stancu yu oynatması.Bunun sebeplerinden birincisi elindeki alternatifler içinde en iyisinin Stancu olması.Stancunun enerjisinden faydalanmak istedi hem ileri hem geri ye koşarak Stancunun takım direncine faydalı olmasını öngörüyordu.Evet Stancu bence de Arda olmadığı müddetçe o bölgede takıma faydalı olacak tek topçu.Ama defansif anlamda yaptığı katkıyı(bir kaç maç ceza sahasından çok kritik yerlerde toplar çıkardı) ilerde de yapmalıydı Stancu.Ters ayağıyla oynadığı bölgede ceza sahasına doğru(içe) katederek sağ ayağıyla çok daha fazla şut atmalı ve insiyatif alıp topla daha fazla oynamalıydı.
Hagi nin takımın diğer eksiği kalite yi de arttırmak adına hamleler yaptı.Bu hamleler devre arasında ki transferlerdi.Bence hepsi de doğru hamlelerdi.İlk yarıda takımın orta sahası Ayhan-Cana-Barış(M.Sarp) tı.Devre arası transferleriyle bu orta saha yı tamamen yeniledi Hagi.Sol içe Culio,göbeğe Neill ve Sağiçe de Sabri(Yekta) yi monte etti.Herkesin(skor yorumcularının) eleştirdiği Neill-Cana yer değişikliği ise bence yapılmış en doğru hamleydi.Neill in ön libero oynadığı maçlarla diğer maçları karşılaştırırsa bu yorumcular aradaki farkı görebilirler tabi görmek isterlerse.Neill ilk G.Antep kupa maçı(gruplar) da burada oynadı ve takım mağlup durumdan beraberliği alarak ayrıldı(bu sezon için çok nadir bir durum).2.maç Sami Yen deki Beypazarı maçıydı ve takımın bu sezon ilk defa mağlup durumdan galip geldiği maçtı bu.Rakibin gücü ve Sami Yen in son maçı olmasınında bu geri dönüşte büyük katkısı oldu tabi.Sonra sında Antep teki ilk maç takım gene mağlup başladı maça sonra 2 gol atarak galip duruma geçsede maçın sonlarında o özgüven eksikliği ile tekrar kaybedildi maç.Fakat deplasmandan alınan 3-2 lik mağlubiyet tur için hala ümitleri sürdürmeye yetti.
Hagi muhakkak hatalar yaptı takımın durumu zaten bunu gösteriyor.Ama hiç mi doğru işler yapmadı.Takımı aldığı durum zaten herkesin malumu.Bu durumda ki Galatasay ın başına geçme cesareti gösterdi Hagi.Hiç kimsenin göreve kabul etmek istemeyeceği bir F.B.maçı oncesi kabul etti bu görevi.Ama her şeye rağmen takımın durumunu düzeltmek adına mücadele etti.Aslında skor alma derdi olmamalıydı Hagi nin,zaten lige havlu atmış bir takımda kafasında ki tüm değişiklikleri yapmalıydı bu sene bu takımın ligde ki sıralama itibariyle Avrupa ya gidemeyeceğini daha önce den öngörüp ona göre hamlelerini daha doğru yapmalıydı.Daha devre arası bu takımdan gönderilmesi gerekenleri gönderip yeni transferler ve alt yapıdan takviyelerle devam etmeliydi.Şimdi elinde bir tek Kupa var Galatasaray ın ve 2-3 lik bir skor.Herşeye rağmen bu skoru lehine çevirebilir bu takım.Yeter ki Hagi yaptığı hatalardan ders alıp doğru 11 le maça çıksın.Ama son duyumlara göre takımda kavgalar başlamış(culio-baroş,baroş-pino).Bir takımın başarılı olmasının en önemli etkenlerden birinin takımda ki arkadaşlık/sevgi ortamının olduğuna inananlardanım/yaşayanlardanım.Florya da bu sevgi ortamı yıllardır yok,futbolcular ne derse desin sonuçlar her şeyi gösteriyor.Ama tekrar belirtiyorum her şeye rağmen kupa da yola devam etme şansı var bu takımın.G.Antep in şu anda G.Saray ı küçümsediği bir gerçek ligdeki konumu,daha önce oynanan maçlar,başkanlarının beyanı bunu gösteriyor.İşte bu durumu koz olarak kullanabilmeli Hagi ve doğru kado ile bu turu geçmeli.Zira geçemezse kendi de biliyor ki bu onun sonu olucak,sadece onun değil yönetimin de sonu olucak.Adnan ların gitmesi için bu maçın kaybedilmesini isteyenler bile olabilir taraftarlar arasında ama bence Adnan lar zaten her halükarda gidecek,işte bu yüzden taraftar son bir kez daha takıma sahip çıksın ve T.T.Arena yı doldursunlar.Takımın seneye avrupada olabilmesinin tek kapısı olan kupa da takımını yalnız bırakmasınlar.Hagi de en doğru kadro ile maça başlasın 1-Zapata 2-Sabri 3-Çağlar 4-Servet 5-Cana 6-Neill 7-Culio 8-Yekta 9-Baroş 10-Stancu 11-Kazım
Ben inanıyorum ki G.Saray bu turu geçecek,ilerisini de geçtikten sonra değerlendiririz artık.
26 Şubat 2011
Yerel derbi maç skoru: Yaşlılar:8 Gençler:5 Celo ve Gökhan ın gecesi
Maç Değerlendirmesi: Yaşlılar:8 Gençler :5
Yaşlılar:1-Rasim (***) 2-Capone(****) 3-Şişko Ramo(***) 4-İrfan A.(****) 5-Gökhan(*****) 6-Celo(****) 7-Dayko(****)Gençler:1-Yücel(**) 2-Mule(**) 3-Recko(**) 4-Lego(***) 5-Tor5 (***) 6-Serdar(***) 7-Fehmi(****)
Dün gece iki takım da gene çok iyi mücadele etti.Fakat gelenek bozulmadı ve her hafta farklı takımın maçı kazanması devam etti.Dün ki maç yazımda belirttiğim gibi kadro olarak Gençler in maçı alması daha yakın gözüküyordu fakat Yaşlılar takımından özellikle Gökhan ve Celo nun dünkü yazımda belirttiğim uyarı ve eleştirelere olumlu yönde tepki vermeleri ve maçın başından sonuna kadar ilerde Dayko(bana) ya yaptıkları desteği hiç kesmemeleri sayesinde bu zorlu maçı kazandılar.Gençler kötü başladıkları maçta bir türlü skoru beraberliğe getiremediler.Üstelikte gecenin Gençler adına en iyi oyuncusu Fehmi nin de takımı adına çabaları bu sefer de Serdar ve Tor5 in formsuz gününde olmaları sebebiyle skora yansımadı.Bunda tabi ki Yaşlılar ın Defans bloğunda İrfan Ağbi ve Capone un Ramo'ya rağmen gösterdikleri yüksek konsantrasyon ve mücadeleleri de etkili oldu.Öyle ki İrfan A. onca maç Sonra dün İlk defa rakibini kovaladı ve ufak temaslarla da olsa şut vurmalarına engel oldu.İlk yarıda Rasim kalede çok kötü oynamasına rağmen Gençlerin bir türlü oyuna ortak olamaması orta alanda Gökhan,Celo ve Dayko nun dönerek oynaması ve ileride de 3 lü pas organizasyonlarıyla golü her şekilde bulmalarıyla oldu.Maçın en güzel yanı futbol un içerisinde olan sertlikler de olmasına rağmen hiç itiraz olmaması ve oyuncuların iyi niyetleri ile her faulden sonra rakip takım oyuncularından özür dilemesiydi.Bakalım önümüzde ki hafta gelenek devam edecek mi yoksa Yaşlılar ilk kez 2 hafta üst üste kazanabilecek mi.
NOT:Blog ayarları sebebiyle yazılara yorum yapılamıyordu,bu hata yı düzelttim,bundan sonra herkes yazılara yorum yapabilecek.
diğer bir not ta önümüzde ki hafta içinde oynanacak Barcelona-Arsenal maçı ile ilgili yazımı Salı günü yayınlıyacam(inş.).Merakla bekleyen ardaşlara duyurulur. Selametle...
jack wilshere:Arsen(al) Wenger'in dünya futboluna sunduğu yeni yıldız
bu 19'luk toy delikanlıda yetenekten daha farklı bişeyler de var,bu yaşta zorluk seviyesi yüksek maçlarda bile bu kadar rahat ve soğukkanlı olması onu diğerlerinden farklı kılıyor.
25 Şubat 2011
yerel hem de çok yerel bir derbi
futbol yazılarımın ilk başlangıcına yerel bir derbi hem de çok yerel bir derbi ile başlıyorum.cami kahve'si derbi mücadelesi.Bursa'nın Osmangazi ilçesi Zafer Mah.Merkez Zafer Camii nin resmi değil ama gayri resmi kahvehanesi olan Cami Kahve'si müdavimlerini her Cuma gecesi Erbol spor tesislerinde karşı karşıya getiren bu maç müthiç mücadeleye sahne oluyor.Yaşlılar ve Gençler olarak ayrılan kahve müdavimleri her hafta farklı bir kazananın çıktığı maçlarda harika maçlar çıkarıyorlar.ilk önce takımları ve özellikleri ni tanıttıktan sonra bu akşam ki maçla ilgili görüşlerimi belirticem.
yaşlılar:Kalede Rasim(drogba) mahlasından da anlaşılabileceği gibi aslında bir forvet oyuncusu olan Rasim kalede hiç te fena maçlar çıkarmıyor(geçen hafta hariç)cüssesi sebebi ile zaten ufak olan kaleyi kapladığı için rakipler ancak az da olsa bulduğu boşluklardan gol atabiliyorlar.neden forvette değil de kalede yer verdildiğine gelince o çok uzun bir mesele ayrı bir tez konusu kadar uzun olduğu için onu geçelim.
defans:İrfan ağbi(popescu) evet irfan ağbinin de mahlası onun sahadaki meziyetlerini anlatmaya yetiyor.15 sene önceki irfan ağbi gibi değil ama genede futbol bilgisi ve tekniği ile gayet başarılı maçlar çıkardı rakip adına iyi maçlar çıkardığı da oluyor tabi yaşı ve nezaketi itibariyle.o kadar nazik ki daha rakip takım oyuncusuna bir temasını göremedik onca maçtır.
defans:Mesut(Capone) mahlasıyla özdeşleşen bir arkadaşımız daha.saha ya neyi varsa veren terinin son damlasına kadar mücadele eden gerekirse tekme atmak veya yemekten hiç çekinmeyen ve ileri çıktığı pozisyonlarda hiç beklenmedik çalımları ve şutlarıyla rakipleri hatta kendi takım arkadaşlarını bile şaşırtan bir oyuncu.
defans:Ramadan(şişko ramo) oyun disiplini denince ilk akla gelen isim.o kadar ki top nerede oynanırsa oynansın o kendi mevkii olan sağ beki hiç bir şekilde terketmez.o nu sahanın en kenarında tellere tutunmuş vaziyette sağ tarafı korurken görebilirsiniz.
orta saha:Sedat Ağbi;o na herhangi bir mahlas veremiyorum eğer beğenmezse yiyeceğim fırça dan çekindiğim için değil kendine has bir stili olduğu için sadece.fiziğine ve kilosuna göre çok ii maçlar çıkarıyor,futbol bilgisi ve tecrübesi ile enerjisi el verdiği kadarıyla takıma çok faydalı bir oyuncu.
orta saha:Celo (okçu guiza) mahlası tamamen şekil benzerliğinden yoksa guiza dan daha iyi bir futbolcu,bunu gecen hafta attığı 12 golle gösterdi.ileri geri inanılmaz bir enerji ile çalışıyor lakin top tekniği ve altyapı yetersizliği sebebiyle takımın en büyük yıldızı olmayı kıl payı ile kaçırıyor.ama hiç beklenmedik çalımları ve golleri ile takıma katkısı çok büyük.ne de olsa babasının genlerini taşıyor.
orta saha:Gökhan; yetenek ve altyapı olarak takıma en çok katkı yapması gerek oyuncu fakat bir türlü istenen/beklenen katkıyı yapamıyor.bu sebeple bazen formasını Şaban(şumuklu) a kaptırıyor.örneklemek gerekirse galatasaray ve elano çok iyi bir örnek olur sanırım.
forvet:İsmail (dayko) yani bendeniz.Takımı tek başına kurtarması beklendiğinden ileride genelde yalnız kalıyor.3 kişi ile boğuşurken geriden gelen/gelebilen biri olduğunda topu çıkarabilirse maçları yaşlılar kazanıyor.Yaşlılar takım olarak oyuna katılabildiğinde ve topu alıp verme hususunda Celo iyi gününde olduğunda maçlar yaşlılar için çok kolay geçiyor.ama geçen hafta olduğu gibi ileride çok yalnız kaldığımda maçları gençler kazanıyor.eğer kısa bir özet olarak vermek gerekirse gecen hafta rasim in bana verdiği tepki her şeyi açıklıyor"Şişko (burda beni kastediyor) sen de bu maç hiç bencil oynamadan hep pas vermeye çalıştın,al vur kaleye be kardeşim"
şimdi sıra rakip takımda yani Gençler:
kalede:Yücel veya Nurettin(buçki); genelde nurettin oynuyor o olmadığı zaman Yücel.Yücel çok daha iyi bir performans sergiliyor sokak futbolundan geldiği için futbol bilgisi buçki den daha iyi ve kaleyi daha iyi kapatıyor.
Defans:Recep(recko) fizik olarak takımın en hazır oyuncusu.hep ileride oynamayı hayal etsede/istese de asıl yeri defans.çabukluğu ve tekniği ile takımın en iyilerinden biri.
defans:Muharrem(Malo) Recep'in kardeşi İrfan ağbi'nin yeğeni,kısacası ikisinin karışımı diyebiliriz.ama ne recep kadar agresif nede irdan ağbi kadar nazik.
Defans:Levent(Lego) iki takımın da tek faal oyuncusu.bu yüzden her maça gelemiyor.Genelde gençler yenildikleri maçın ertesinde kurtarıcı olarak onu çağırıyorlar.O da gelip işini yapıyor.Daha çok Rus futbolculara benzerliği ile bilinir,sert,agresif ve çok kuvvetli olduğu için onun olduğu maçları genelde gençler kazanır.
orta saha:Recep(Torbeş) takımın ve sahanın ortasında bulunur her zaman ama artık eski fizik gücünden eser kalmadığından sadece boş alan bulursa etkili olur.etkili şutlar atar ve pas trafiğini yönlendirir.takımın en etkili oyuncusu mu bence beklendiği kadar değil,daha iyi olmalı
orta saha:Serdar (Gözlüklü) fiyat/performans ölçüsü vardır ya hani teknolojik ürünlerde,işte bu arkadaşımızda sahada ki isteği ve etkisiyle takımın en faydalı oyuncusu.pas sa pas gol se gol takımı için ne gerekiyorsa yapıyor.fizik gücü biraz daha kuvvetli olsa ne recepler ne de lego eline su dökemez ama Masör Şaban'ın dediği gibi "sen bu bacaklarla mı top oynuyon,bu bacaklarla ancak yürünür olm."
forvet:Fehmi(Hacı) takımın en tehlikeli oyuncusu (hem rakip hemde kendi takımı için) ne zaman ne yapacağı hiç belli olmayan oyuncu.bazen inanılmaz çalımlar ve şutlar çıkartıyor bazen de gerçekten inanılmaz şutlar çıkartıyor.kafa olarak maçın içindeyse takımına çok faydalı oluyor ama kafasında 1001 tilki olduğundan onların kuyruklarını birbirlerine değdirmeyeyim derken maç bitiyor.
evet takımlar ve özellikleri kısaca böyle (gerçi baya uzun oldu ama) gecen hafta ki maçı gençler 13-11 kazandılar.bu hafta takım kadrolarında değişikler olucak.beklenen kadrolar
yaşlılar:1-rasim 2-capone 3-irfan a. 4-şişko ramo 5-gökhan 6-celo 7-dayko
gençler:1-yücel 2-lego 3-reçko 4-mule 5-tor5 6-serdar 7-hacı fehim
bu kadrolar ışığında bu maçı kimin kazanacağını söylemek gerçekten zor.ama bu hafta da gençler maçı kazanmaya daha yakın gözüküyor.zaten bu kadrolarla normal olan bu.ama maçın içinde neler olabileceğini kestirmek zor yaşlılar için maçın kaderini takıma geri dönen ve çok şey beklenen gökhan ve okçu celo nun performansları belirleyecek.eğer bu arkadaşlar ileride dayko(yani ben) ya gerekli desteği verebilirlerse ve skor yükünü hafifletebilirlerse maçı yaşlılar da kazanabilir.Fakat gençler bu hafta da lego takviyeli kadroları ve serdar ın yüksek form durumunu devam ettirmesi halinde maçı koparabilirler.
maç erbol spor tes.de saat 23'te.bu müthiş mücadeleyi izlemek isteyen herkesi bekliyoruz.
selametle...
yaşlılar:Kalede Rasim(drogba) mahlasından da anlaşılabileceği gibi aslında bir forvet oyuncusu olan Rasim kalede hiç te fena maçlar çıkarmıyor(geçen hafta hariç)cüssesi sebebi ile zaten ufak olan kaleyi kapladığı için rakipler ancak az da olsa bulduğu boşluklardan gol atabiliyorlar.neden forvette değil de kalede yer verdildiğine gelince o çok uzun bir mesele ayrı bir tez konusu kadar uzun olduğu için onu geçelim.
defans:İrfan ağbi(popescu) evet irfan ağbinin de mahlası onun sahadaki meziyetlerini anlatmaya yetiyor.15 sene önceki irfan ağbi gibi değil ama genede futbol bilgisi ve tekniği ile gayet başarılı maçlar çıkardı rakip adına iyi maçlar çıkardığı da oluyor tabi yaşı ve nezaketi itibariyle.o kadar nazik ki daha rakip takım oyuncusuna bir temasını göremedik onca maçtır.
defans:Mesut(Capone) mahlasıyla özdeşleşen bir arkadaşımız daha.saha ya neyi varsa veren terinin son damlasına kadar mücadele eden gerekirse tekme atmak veya yemekten hiç çekinmeyen ve ileri çıktığı pozisyonlarda hiç beklenmedik çalımları ve şutlarıyla rakipleri hatta kendi takım arkadaşlarını bile şaşırtan bir oyuncu.
defans:Ramadan(şişko ramo) oyun disiplini denince ilk akla gelen isim.o kadar ki top nerede oynanırsa oynansın o kendi mevkii olan sağ beki hiç bir şekilde terketmez.o nu sahanın en kenarında tellere tutunmuş vaziyette sağ tarafı korurken görebilirsiniz.
orta saha:Sedat Ağbi;o na herhangi bir mahlas veremiyorum eğer beğenmezse yiyeceğim fırça dan çekindiğim için değil kendine has bir stili olduğu için sadece.fiziğine ve kilosuna göre çok ii maçlar çıkarıyor,futbol bilgisi ve tecrübesi ile enerjisi el verdiği kadarıyla takıma çok faydalı bir oyuncu.
orta saha:Celo (okçu guiza) mahlası tamamen şekil benzerliğinden yoksa guiza dan daha iyi bir futbolcu,bunu gecen hafta attığı 12 golle gösterdi.ileri geri inanılmaz bir enerji ile çalışıyor lakin top tekniği ve altyapı yetersizliği sebebiyle takımın en büyük yıldızı olmayı kıl payı ile kaçırıyor.ama hiç beklenmedik çalımları ve golleri ile takıma katkısı çok büyük.ne de olsa babasının genlerini taşıyor.
orta saha:Gökhan; yetenek ve altyapı olarak takıma en çok katkı yapması gerek oyuncu fakat bir türlü istenen/beklenen katkıyı yapamıyor.bu sebeple bazen formasını Şaban(şumuklu) a kaptırıyor.örneklemek gerekirse galatasaray ve elano çok iyi bir örnek olur sanırım.
forvet:İsmail (dayko) yani bendeniz.Takımı tek başına kurtarması beklendiğinden ileride genelde yalnız kalıyor.3 kişi ile boğuşurken geriden gelen/gelebilen biri olduğunda topu çıkarabilirse maçları yaşlılar kazanıyor.Yaşlılar takım olarak oyuna katılabildiğinde ve topu alıp verme hususunda Celo iyi gününde olduğunda maçlar yaşlılar için çok kolay geçiyor.ama geçen hafta olduğu gibi ileride çok yalnız kaldığımda maçları gençler kazanıyor.eğer kısa bir özet olarak vermek gerekirse gecen hafta rasim in bana verdiği tepki her şeyi açıklıyor"Şişko (burda beni kastediyor) sen de bu maç hiç bencil oynamadan hep pas vermeye çalıştın,al vur kaleye be kardeşim"
şimdi sıra rakip takımda yani Gençler:
kalede:Yücel veya Nurettin(buçki); genelde nurettin oynuyor o olmadığı zaman Yücel.Yücel çok daha iyi bir performans sergiliyor sokak futbolundan geldiği için futbol bilgisi buçki den daha iyi ve kaleyi daha iyi kapatıyor.
Defans:Recep(recko) fizik olarak takımın en hazır oyuncusu.hep ileride oynamayı hayal etsede/istese de asıl yeri defans.çabukluğu ve tekniği ile takımın en iyilerinden biri.
defans:Muharrem(Malo) Recep'in kardeşi İrfan ağbi'nin yeğeni,kısacası ikisinin karışımı diyebiliriz.ama ne recep kadar agresif nede irdan ağbi kadar nazik.
Defans:Levent(Lego) iki takımın da tek faal oyuncusu.bu yüzden her maça gelemiyor.Genelde gençler yenildikleri maçın ertesinde kurtarıcı olarak onu çağırıyorlar.O da gelip işini yapıyor.Daha çok Rus futbolculara benzerliği ile bilinir,sert,agresif ve çok kuvvetli olduğu için onun olduğu maçları genelde gençler kazanır.
orta saha:Recep(Torbeş) takımın ve sahanın ortasında bulunur her zaman ama artık eski fizik gücünden eser kalmadığından sadece boş alan bulursa etkili olur.etkili şutlar atar ve pas trafiğini yönlendirir.takımın en etkili oyuncusu mu bence beklendiği kadar değil,daha iyi olmalı
orta saha:Serdar (Gözlüklü) fiyat/performans ölçüsü vardır ya hani teknolojik ürünlerde,işte bu arkadaşımızda sahada ki isteği ve etkisiyle takımın en faydalı oyuncusu.pas sa pas gol se gol takımı için ne gerekiyorsa yapıyor.fizik gücü biraz daha kuvvetli olsa ne recepler ne de lego eline su dökemez ama Masör Şaban'ın dediği gibi "sen bu bacaklarla mı top oynuyon,bu bacaklarla ancak yürünür olm."
forvet:Fehmi(Hacı) takımın en tehlikeli oyuncusu (hem rakip hemde kendi takımı için) ne zaman ne yapacağı hiç belli olmayan oyuncu.bazen inanılmaz çalımlar ve şutlar çıkartıyor bazen de gerçekten inanılmaz şutlar çıkartıyor.kafa olarak maçın içindeyse takımına çok faydalı oluyor ama kafasında 1001 tilki olduğundan onların kuyruklarını birbirlerine değdirmeyeyim derken maç bitiyor.
evet takımlar ve özellikleri kısaca böyle (gerçi baya uzun oldu ama) gecen hafta ki maçı gençler 13-11 kazandılar.bu hafta takım kadrolarında değişikler olucak.beklenen kadrolar
yaşlılar:1-rasim 2-capone 3-irfan a. 4-şişko ramo 5-gökhan 6-celo 7-dayko
gençler:1-yücel 2-lego 3-reçko 4-mule 5-tor5 6-serdar 7-hacı fehim
bu kadrolar ışığında bu maçı kimin kazanacağını söylemek gerçekten zor.ama bu hafta da gençler maçı kazanmaya daha yakın gözüküyor.zaten bu kadrolarla normal olan bu.ama maçın içinde neler olabileceğini kestirmek zor yaşlılar için maçın kaderini takıma geri dönen ve çok şey beklenen gökhan ve okçu celo nun performansları belirleyecek.eğer bu arkadaşlar ileride dayko(yani ben) ya gerekli desteği verebilirlerse ve skor yükünü hafifletebilirlerse maçı yaşlılar da kazanabilir.Fakat gençler bu hafta da lego takviyeli kadroları ve serdar ın yüksek form durumunu devam ettirmesi halinde maçı koparabilirler.
maç erbol spor tes.de saat 23'te.bu müthiş mücadeleyi izlemek isteyen herkesi bekliyoruz.
selametle...
24 Şubat 2011
Meksika Sınırı, çok özlediğim program
eskiden di çok eskiden meksika sınırı.
tv nin çok ta kötü bir alet olmadığına hatta bazen çok ta faydalı olduğunu bana düşündüren program.çok güzeldi be...
hadi bismillah
evet blog yazma isteği doğdu içime ve çok çok uzun zaman önce bir blogum olduğunu fakat açtıktan sonra bir daha yüzüne bakmadığımdan acaba kapandı/silindi mi diye bir bakayım dedim.bir baktım ki hala duruyor böylelikle yeni bir blog açma işinden kurtularak eski blogumdan yazmaya başlayabilirim.şu an hiç takipçim yok belki de hiç olmayacak zaten bunu bir günlük gibi düşünüp mevcut durumla ilgili düşüncelerimi yazıcam yıllar sonra bakıp en azından şimdilerde ne düşündüğümü nasıl bir ruh hali içinde olduğumu hatırlamam için faydalı olucak inş.
bu sıralar işler çok yoğun malum muhasebe işi ile uğraştığımdan işlerin en yoğun olduğu şubat,mart ve nisan döneminin başındayız.şu anda da kdv/01/2011 in son günü 24/02/2011 tarihinde bir mükellefin evrak getirmesini beklerken kaleme alıyorum bu yazımı.malum milletimizin herzaman ki işleri son güne bırakma alışkanlığı sebebiyle bekliyoruz efendim.
bu blog da her türlü konu paylaşımı yapıcam ama herhalde çoğunlukla spor ve futbol üzerine olucak paylaşımlarım.
henüz blog kullanma konusunda acemi olduğumdan paylaşımlarım daha çok yazı üzerine olucak fakat zamanla bu konuda bilgi sahibi oldukça fotoğraf,video,klip v.s.paylaşımlarda olucak inş.
evet hayırlısı olsun bakam,herkese bundan sonraki hayatında hayırlı başarılar diliyorum,selametle.
bu sıralar işler çok yoğun malum muhasebe işi ile uğraştığımdan işlerin en yoğun olduğu şubat,mart ve nisan döneminin başındayız.şu anda da kdv/01/2011 in son günü 24/02/2011 tarihinde bir mükellefin evrak getirmesini beklerken kaleme alıyorum bu yazımı.malum milletimizin herzaman ki işleri son güne bırakma alışkanlığı sebebiyle bekliyoruz efendim.
bu blog da her türlü konu paylaşımı yapıcam ama herhalde çoğunlukla spor ve futbol üzerine olucak paylaşımlarım.
henüz blog kullanma konusunda acemi olduğumdan paylaşımlarım daha çok yazı üzerine olucak fakat zamanla bu konuda bilgi sahibi oldukça fotoğraf,video,klip v.s.paylaşımlarda olucak inş.
evet hayırlısı olsun bakam,herkese bundan sonraki hayatında hayırlı başarılar diliyorum,selametle.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)